23 Mart 2010 Salı

zaman zaman mmm ne zaman???

Günler 30 saat olsaydı yine de yetmezdi bana eminim!Malum 3 hafta sonra okul kapanacak ve vizelerrrrrrr....Okulun kapanmasından yana bi sorunum yok hiç bir zaman da olmadı zaten:)ama ben gerim gerim geren şey şu sınavlar!Kabaca hesapladım yaklaşık 5000 sayfam varmış çalışmam gereken ki bunlar sadece kitap sayfaları bunun notu kanunu ıvırı zıvırı da çıkacak...

Üstelik bahar da geldi her yer kuşlar böcekler derken İzmir'in sosyal hayatının en renkli olduğu aylar da mart-nisan ayları nitekim bu hafta sonu tiyatro festivali başlayacak,2 hafta sonra da kitap fuarı olacak ve ve bunların hepssssiiiii benim çalışmam gereken zaman dilimi içinde!!!

Baktım plan yapılmadan içinde çıkılacak gibi değil aldım kalemi kağıdı elime açtım programları kendime sağlam bir plan yaptım böylelikle hem çalışacağım hem de istediğim etkinliklere zaman ayırabileceğim.

HAMİŞ:Yarın okuldan sonra büroya gittiğimde Burcu Hanım'la konuşmayı düşünüyorum;yaptığı şeyler hiç hoş değil ayrıca 3 haftadır ödemeyi aksatması beni kapıdan geri döndürmesi vs vs konular canımı çok sıkıyor.Bütün bunları uygun bir dille anlatmayı düşünüyorum,zaten bu haftadan sonra da bırakacağım artık okulda pratikler hızlandığı için hem iş hem okul yürümüyor..Umarım konuşmamız güzel geçer.

18 Mart 2010 Perşembe

hayırdır inşallah??

aylardır kuzenimle görüşmem konuşmam etmem sevgilisiyle de çok muhabbetim yoktur ama bayram değil seyran değil abim beni neden öptü durumlarımdayım kızcağızın bir konuşası gelmiş bir konuşası beni merak etmiş anıla sorup duruyormuş falan da filan!Anıl'a hala çoooook çooook kızgın ve kırgın olduğum için bu konuşma da tuhafıma gitti oldukça!

hayırdır inşallah..

13 Mart 2010 Cumartesi

??

Üzüleceğini, onun da yarasını kaşıyacağımı bilmesem şimdi şu an telefon açsam:

-Anne..Ben seni çok özledim.Evimizi de çok özledim mutfağımızı da balkonumuzu da..Ama en çok seni özledim..

diyebilsem..
Daha mı kolay olurdu?

12 Mart 2010 Cuma

ama canım....

İki gün öncesine dönersek:

Çarşamba günü Meltem'e sabah kahvaltısına gittik öğleden sonra da büroda olmam lazım kendimi de ona göre ayarladım kızlar da işlerini benim planıma göre ayarladılar.Çok keyifli hoş bir kahvaltı keyfinden sonra benim kalkmam gerekti hatta lafa dalıp beş on dakika geciktiğim için de apar topar attım kendimi dışarı,patır patır koşarak da otobüs durağına geldim vakit kayetmemek için de aktarmalı gitmeye karar verdim.Neyse hemen otobüs de geldi;buraya kadar hiç sorun yok değil mi??

Sıkış tepiş otobüse yerleşme çabaları kol çantamla laptop çantama aynı anda sahip olup aynı zamanda da tutunmaya çabalarken telefonum inceden inceden çalmaya başladı.Amaaaaann arayan bir daha arar daha olmadı Konak'ta inince ben ararım derken ısrarla çalmaya devam edince merak ettim baktım Burcu Hanım(!).
Adliyedeki işini bitirememiş ben en iyisi bugün hiç gelmeyeymişim!!!!Ben kendimi bir buçukta orda olacak şekilde ayarlıyorum hatun kişi saat birde arıyor; 'e sen gelme'.

Lahavle çekip sabır dileyip yoluma devam ettim yapacak bir şey yoktu nasıl olsa...
Ama bu sabah???Cuma günleri dersim öğleden sonra olduğu için sabahları da büroda çalışıyorum.Buaralar da bahar yorgunluğu mudur nedir yerimden kalkacak,konuşacak halim bile yok ama tabiki sabah yedi buçukta uyandım hazırandım, toparlandım,kahvaltı yapıp yurttan çıkacakken mesaj:Cmk dan dosya geldi, işim kaçta biter bilemiyorum,büroda değilim sen de gelme...

Bu nedir şimdi ya?Neden erkenden haber vermiyorsun ki??Ya da böyle bir ihtimal var önceden neden uyarmıyorsun??Sinirlerim bozuldu sabah sabah vesselam...Günüm güzel geçse bari!

11 Mart 2010 Perşembe

umay umay ya da yamu yamu;nasıl istersen..

Budistler Himalayalarda interney kafe açmışlar.Dünyanın her yeriyle ama hiçbir keşif duygusu taşımadan iletişim kuruyorlar.Artık çok uzak yerlerin,asla dokunamayacakları yakınlıkların peşindeler.Onlar da bu büyük palavranın parçası oldular.Kavramları yeniden tartışmamız gerekecek.Rüyaları,kabusları,adaleti,yalnızlığı.Ne kadar basitse o kadar çok ve uzun tartışmamız gerekecek.Yani Atilla,benim iyi ve deli olma şansım bitti...Belki tek şansım,bana içerde başka bir hayat olduğunu anlatman.Kızgın parmaklarınla boncuklar,kitaplar,kelebekler,resimler gönderip o ormanda devrilen ağacı hatırlatman.
                                                                            umay umay/bütün güzel çocuklar şüpheli
Evet hepimiz bu palavranın parçasıyız artık istemesek kabul edemesek de öyle..Deli ve iyi olma şansımız tamamen bitti.Tabi başka bir dünyanın  mümkün olup olamayacağı sorunsalıyla uğraşmak istemiyorsak..

Mümkün mü?

Olabilir mi HALA?

Kimin elinde?

Benim mi?

Bizim mi?

Hepimizin mi?

8 Mart 2010 Pazartesi

dolu dolu haftasonu!

hayatımın en harika haftasonunu geçirdim desem abartmış olur muyum acaba?
Bu kadar güzellikten sonra yeni bir haftaya, alakasız bir dünyaya sert iniş ise bütün dengelerimi altüst etti!!Sanki hiç yaşamadım bu üç günü; rüya gördüm de kendim yaşadım zannettim bilemiyorum..

en acı olanı da harika geçirdiğin zamana bile sevinememek...Neden???

-çünkü canımmm zamanımız hiç bize yetemeden yine geri döndü..bir daha ne zaman görürüm o bile belli değil ve ben dağılmış durumdayım;pıtır pıtır dökülüyor parçalarım onu otobüse bindirdiğim andan beri..içimde bir sürü minyatür tuğçe var birbiriyle tartışan bense hangisinin dediğine bakayım şaşırıyorum.

bugün kadınlar günü evet

bugün 29.ay evet

ama gözleri dalıp giden bir ben var ki benden içeri..

Gelelim bu haftasonunun güzelliklerine;özetle:
CUMA:kavuşma heyecanı, terminalde saatlerce süren bekleyiş beklemekten öte kalp çarpıntısı veee ver elini KORDON, mis gibi kahvaltı keyfi; denize karşı izmir'e karşı cana karşı...sonra ise ani bir kararla SEFERİHİSAR-SIĞACIK-AKKUM cennet böyle bir yer herhalde diye düşünmeden edemiyor insan!
tam mutlu mesut dolaşırken baharın tam gaz gelmesinin etkisiyle alerjilerim yine kendini gösterdi ama inanır mısın günce kıpkırmızı kesilip günler boyu(hatta hala)hatır hatır kaşınmak umrumda bile değildi!akşam üstü,güneşin batmasına yakın köy kahvesinde yenen gözlemeler, körfezde güneşi batırmak, yüzlerce kare fotoğraf çekmek, sokaklarda elele dolaşmak,kediyle köpekle oynamak, köy ahalisiyle muhabbeti koyultmak, çocuklara gülümsemek, yakar topa yanan şahıslar olarak iştirak etmek, gece başbaşa canlı müzik....daha ne desem ki:)

CUMARTESİ:denize ve izmir'e tepeden bakarak başbaşa kahvaltı,varyanttan yürüyerek inme macerası ve ve oyuncak müzesi!!Çıldırdık oradaki oyuncakları gördükçe; değişik ülkelerden derlenen oyuncaklar ki çoğunluğu 1950-1960 yılları arasndan kalma,o kadar ince o kadar estetik ki onlar şimdikiler de oyuncak mı demeden edemiyor insan!gerçi ben yine şanslıyım dedemlerin evinde bir sandık odası vardır ve orda çogu şey saklanır özellikle manevi değeri olanlar,küçükken de dedemin annemin oyuncaklarıyla oynamışlığım çoktur ki aynılarını müzede de görüp çığlıkları basıverdim:))fotoğraf çekinmeler falan derken yine yürüye yürüye merkeze kadar indik senenin ilk çağlasını birlikte yedik denize karşı:)biraz serin olmasına rağmen yine de harika bir gündü canımızı sıkan tek şey o kadar özenerek gittiğimiz fasıldı..Hiç hoş değildi bilmiyorum mafya tipi adamlar falan etrafta sivri burun takım elbise kel kafa dolaşanlar derken verdiğimiz paraya yazıklar olsun deyip vestiyerde de ayrı kazıklanıp oradan kurtulduk!

PAZAR:biraz dinlenelim saat 10 gibi buluşalım demişti ozan ama tuğçe 7de hortlayıp da o saate kadar dayanır mı??ozan izmirde ve ben onu saat 10da göreceğim yooaak yaaa!:)))9olmadan ben geliyorum deyiverdim iyi ki de öyle yaptım hiç pişman değilim:)önce istanbula otobüs biletini aldık:( sonra da ÇEŞME!!
mevsim dışı olduğu için ne kadar sessiz ne kadar sakindi.Önce kalesi müzesi gezildi sonra da etrafı ama anlamadığımız bir şey ki yazın öyle akın akın insanın geldiği yer burası mı???belki hava kapalı olduğu için öyle hissettik ya da merkezinde bulunup başka bir yerine gitmediğimiz için gördüğümüz yer öyle geldi bilemiyorum.Her şeye rağmen Çeşme de gezilesi yerler arasında!Haliyle pazar günü içim yavaştan yavaştan ezilmeye başladı;biri gideceği zaman ya da ben sevdiklerimden ayrılacağım zaman hep olur bu içim ezilir,burulur, karnım ağrır, ateşim çıkar....

yolcu etmekse en zoru..Her zaman söz veriyorum yok ağlamayacağım bu sefer diye tabi ki yaş bu durur mu gözde???

İşte sevgili güncem bu da böylesi bir hafta sonuydu büyük mutluluklar küçük ayrılıklar barındıran gezgin ruhu yükselmiş macera ve huzuru nasıl olup da aynı anda yaşadığıma inanamadığım dolu bir haftasonu..Bittiğine üzülmemeli gün saymaya başlamalı der mantık tarafım artık.Şükür,buna da şükür hayatımda olduğunu bilmek,kalbinin benimle attığını bilmek bundan emin olmak bile ne büyük bir lütüf!O yüzden geçirdiğim günlere, gelebilmesine şükür...

                                                             AKKUM SAHİLİ


ÇEŞME SAHİLİ
SIĞACIK KALESİ
ÇEŞME
ÇEŞME
SIĞACIK BALIKÇI TEKNELERİ
SIĞACIK KÖRFEZİ