12 Mart 2010 Cuma

ama canım....

İki gün öncesine dönersek:

Çarşamba günü Meltem'e sabah kahvaltısına gittik öğleden sonra da büroda olmam lazım kendimi de ona göre ayarladım kızlar da işlerini benim planıma göre ayarladılar.Çok keyifli hoş bir kahvaltı keyfinden sonra benim kalkmam gerekti hatta lafa dalıp beş on dakika geciktiğim için de apar topar attım kendimi dışarı,patır patır koşarak da otobüs durağına geldim vakit kayetmemek için de aktarmalı gitmeye karar verdim.Neyse hemen otobüs de geldi;buraya kadar hiç sorun yok değil mi??

Sıkış tepiş otobüse yerleşme çabaları kol çantamla laptop çantama aynı anda sahip olup aynı zamanda da tutunmaya çabalarken telefonum inceden inceden çalmaya başladı.Amaaaaann arayan bir daha arar daha olmadı Konak'ta inince ben ararım derken ısrarla çalmaya devam edince merak ettim baktım Burcu Hanım(!).
Adliyedeki işini bitirememiş ben en iyisi bugün hiç gelmeyeymişim!!!!Ben kendimi bir buçukta orda olacak şekilde ayarlıyorum hatun kişi saat birde arıyor; 'e sen gelme'.

Lahavle çekip sabır dileyip yoluma devam ettim yapacak bir şey yoktu nasıl olsa...
Ama bu sabah???Cuma günleri dersim öğleden sonra olduğu için sabahları da büroda çalışıyorum.Buaralar da bahar yorgunluğu mudur nedir yerimden kalkacak,konuşacak halim bile yok ama tabiki sabah yedi buçukta uyandım hazırandım, toparlandım,kahvaltı yapıp yurttan çıkacakken mesaj:Cmk dan dosya geldi, işim kaçta biter bilemiyorum,büroda değilim sen de gelme...

Bu nedir şimdi ya?Neden erkenden haber vermiyorsun ki??Ya da böyle bir ihtimal var önceden neden uyarmıyorsun??Sinirlerim bozuldu sabah sabah vesselam...Günüm güzel geçse bari!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

yepyeni bir yorum!sevgiler:)

(yorum yanıtları için aşağıdaki''e-posta yoluyla abone ol'' kısayolunu tıklayabilirsiniz)