25 Temmuz 2010 Pazar

...


Mutsuzluktan ölüyorum resmen.AAAAUUUUÜÜÜHHHOOOOO diye uluya uluya ağlayasım var,yine hastayım zaten;gözlerim burnum..Ben yapıyorum işte, fotoğraftaki gibi kalemimle ben çiziyorum onu ama yine de engel olamıyorum çizmeye..Birden bir sinirlendim ettim sonra da bu hal işte ama dediğim gibi mutsuzluğun dibine vurdum!Ağız dolusu bi küfür edesim var, her kelimenin başına laaaayynnn koyup da konuşasım var!!Nasıl huysuzum anlatamam, kendime zor tahammül ediyorum.Annemle babama azıcık bulaşayım dedim çok işimiz var deyip evden koşar adım uzaklaştılar sataşamadım da:)))

Naaapsam naapsam diye düşünürken bir hamak alıp sallanmak fikri geldi aklıma ilkin sonra 'özgün ol kızım' dedim!Sitenin bahçesindeki minik sevimli yavru kedilerden birini evlat mı edinsem dedim annemin sesi uğultu halinde beynimde yankılandı vazgeçtim..Hem ne hakkım var canım küçücük hayvanı annesinden kardeşlerinden ayırıp eve hapsetmeye!Su kaplumbağası alayım dedim o da çok teferruatlı her şeyi iyi güzel de ben onu her seferinde yurda nasıl götürüp getireceğim koca akvaryum..Hazır evde fanus da varken japon balığı alayım, ne zamandır beslemiyordum dedim, internetten araştırdım meğersem fanusta balık bakılmazmış!!!!Yıllar yılı bakmıştım ben ama gayet de sağlıklı ve mutlulardı benim balıklarım!Bilemedim valla okuduklarımdan çok etkilendim 'acı çeken balıklar' teması, vicdan yaptım...
Kaktüs alıp ona bakayım bari!Bir şeyleri sahiplenmeye ve onunla ilgilenmeye ihtiyacım var benim.Kaktüsümün dikenlerini sayıp 'aaaa dün 102ydi bak bugün 105 olmuş,büyüyor yavrum' gibi şeyler demem lazım:))

Menekşem var aslında 'minik' adı ama bakamıyorum ona elim gitmiyor sanki ellersem dokunursam ölecek gibi geliyor,yaklaşamıyorum.Kendi kendime böyle kuruyorum işte dokunursam ölecekmiş falan da filan!

Kitap yazayım bile dedim bu sabah ne yazacaksam artık:)Sonra seramik yapayım dedim sonra resim yapayım dedim en son kitap okumaya devam etme kararı aldım:)))Özene bezene çektiğim fotoğraflarım vardı düzenlenecek klasörlenecek onları da ayırdım,köşelerine adımı iliştirdim o iş de bitti,kitabımı (imparator çay bahçesi)da bitirdim hatta Shakespeare'in Macbeth'e de başladım o da biter her halde bugün.Dün Çağan Irmak'ın Karanlıktakiler filmini izledim;hikayesi hoştu ama beni alıp da götüren bir filim değildi.Bugün de Ulak'ı izlemeyi düşünüyorum bakalım fantastik bir kurguya benziyor meraktayım o sebepten.

Yine bir yere gidesim var fazla kalamıyorum bu aralar gittiğim yerlerde.Hiç bir yerde uzun kalmak oraya yerleşmek istemiyorum.Sanki bir yerde uzun kalırsam bir daha çıkamayacakmışım gibi geliyor.Dedim ya bir TUHAFIM işte...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

yepyeni bir yorum!sevgiler:)

(yorum yanıtları için aşağıdaki''e-posta yoluyla abone ol'' kısayolunu tıklayabilirsiniz)