28 Ağustos 2010 Cumartesi

senden,benden,bizden/1

Demiştim ya kitaplarımla mutlu mesut zaman geçiriyorum diye dün gece/sabah 5e kadar elimden Ahmet Ümit'in Kukla'sını bırakamadım.Sonunu 50.sayfalardan itibaren tahmin etmeme rağmen yine de merak işte:))Gerçekten sürükleyici bir kitap.
Ama en azından bir süre polisiye türünde, gerilim türünde okumamaya karar verdim.Niye de derseniz; zaten oldum olası kuşkucu bir hatun kişiyim,anında olayları nerden nereye bağladığıma ben bile bazen şaşırırım, üstüne de bu tarz kitaplar okuyunca hayal gücümün sınırlarını oldukça zorluyor,yavaşça bir paranoyaya doğru sürükleniyorum:)))Bu sebepten şimdilik uzak durmayı tercih ediyorum:)

Bunların dışında elim oyalansın, kafam azıcık başka yerlerde olsun diye evde kendi kendime çıkardığım bütün işleri bitirdim ama öyle az uz şeyler de değildi.'İş olsun torba dolsun' mantığıyla koskoca evi ayağa kaldırdım,yeri değişmeyen bir şeyler kaldı mı çok merak ediyorum:))Ama iyi de geldi açıkçası 3-4 gün kadar yorgunluktan başka hiç bir şey hissetmeye ve düşünmeye mecalim kalmadı, uyku problemime bile iyi geldi diyebilirim serildiğim yerde uyumaya başlıyordum çünkü:))Bir tanesi hariç rüyalarımda bile bariz bir rahatlama oldu ki çoğu zaman çok bunaltır beni rüyalarım hatta bir gecede gördüklerimden iki sezon dizi bile çıkartabilirim o kadar da iddialıyım yani:)))
Bugün de geç kalmış bir iftar buluşması beni bekler:))Lisedeyken her ramazan mutlaka dışarda topluca bir iftar yapardık, en az yirmi-otuz kişi olurduk;yatılılar, gündüzlüler, sayısal, tm, dil;çok da samimi olmamıza gerek yoktu aynı sofrada oturabilmemiz için,bazılarımızın arasında husumet bile olsa birlikte olmaktı işte asıl niyet.....Bugün ise 4 kişiyiz....Sadece 4! İçim buruluyor hafiften..Bu kadar kaldık işte..Yani elbette çok yakın görüştüğüm başka arkadaşlarım, dostlarım var;liseden ya da daha öncesinden daha sonrasından,ama bu sefer bu kadar toplanabildik, herkes bir yerlerde kendi hayatının içinde, peşinde...Yine omuz omuzayız ama ne yazık ki her zaman yanyana olamıyoruz..Belki de olması gereken bu bilemiyorum..
Ve iyi ki diyorum; iyi ki gerçek dostlarla geçirilen zamanın tadını biliyorum.
Şükürler olsun ki bunları yaşayabileceğim düzgün insanlar çıktı karşıma,çürük elmaları umursamadığımı da söylemiştim zaten:)))

Bu arada günün en anlamlı sözcükleri;

Ben yaşadıklarımın hiçbirini unutmam.
Ama evet ! Yeri gelir susarım.
Canımı çok yakan şeyler olur ama yinede susarım, tükenirim.
Buna izin de veririm aslında.. Salaklığımdan mı? Hayır!
Ben kimseye ''GİT'' de demem, diyemem.
O kişi vazgeçilmez olduğundan mı? Hayır.
Ona o kadar şeye rağmen, o kadar değer veririm ki, hergün yaptıklarına utansın diye.
Ama bir gün öyle bir giderim ki;
Kaybedeceğim hiçbir şey olmaz!

SUNAY AKIN


Sunay akın her zaman ki gibi yine yazmış,yazmış...Hani denir ya gönül teline dokunmak diye, işte Sunay Akın'ın yazdığı hemen her şey içimde bir şeyleri titretir, yerinden oynatır, olmadı burnumun direğini sızlatır,hep olur ;şimdi olduğu gibi..

3 yorum:

  1. Bugünlerde herkeste var sanki aynı şey,havalardan mıdır,zamandan mı bilmem..
    ama tam da anlattıklarınızın içindeki gibi..
    kitaplarla her daim kol kola..
    ama birşeyler oluyor insan kendini yormak istiyor..
    bütün evi temizlemek mesela; hayatımızın içindekileri temizler gibi..
    herşeyin yerini değiştirmek; tıpkı içimizde ayakta duran ve nereye koyacağımızı bilemediğimiz duyguları yerleştirir gibi..

    ve İyi ki de var dediğim şu günlerin içindeki Ramazan..O'nun huzuruna yaslanır gibi..

    teslim olmak isteyip, her şeyini akışına bırakıp başımızı devrilen yorgun günlere yaslayarak her şeyin düzelmesini beklemek..
    sanki söylenen duyulan her sözün ardında aynı dilekler..

    ve Sunay Akın..'susmak' kavramının tercümesini ne de güzel yapmış..

    yazılarınız çok samimi ve içten gerçekten,insan illa ki kendinden bir şeyler buluyor ;)daha sık uğramalıyım:)
    kaleminize sağlık..
    sevgiler;)

    YanıtlaSil
  2. Ne kadar da güzel tespit etmişsiniz;
    ''teslim olmak isteyip, her şeyini akışına bırakıp başımızı devrilen yorgun günlere yaslayarak her şeyin düzelmesini beklemek..''
    Evet tam olarak yapmak istediğim gerçekleşmesini istediğim şey bu.Ve halil cibranın da yaklaşık bu kelimelerle ifade ettiği gibi değiştirebileceğim şeyleri değiştirebilmem için güç ve cesaret,değiştiremeyeceğim şeylere dayanmak için sabır..

    Kendinizden bir şeyler bulabiliyorsanız ne mutlu bana benim gibilere,bizim gibilere ulaşıyorum demektir vee her zaman beklerim:)
    sevgiler..

    YanıtlaSil
  3. paydalar ortak;)

    çok iyi anlıyorum..evet..

    o cesaret var ya en güzeli ona yaklaşıp yakalamak neresinde olursak olalım hayatın..
    o cesaret bizi alıp karara bağlayan ve her karar bir dönüm noktası bir heyecan ve yeni başlangıçlar..şuan ve pırıldayan bir gelecek göz kırpan..
    'sayfayı çevirin; yeni bölüm başlıyor!' dedirten;)
    sevgiler..her zaman;)

    YanıtlaSil

yepyeni bir yorum!sevgiler:)

(yorum yanıtları için aşağıdaki''e-posta yoluyla abone ol'' kısayolunu tıklayabilirsiniz)